Aynalar
Aynaların tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır. 17. yy’a kadar aynalar metal levhalardan yapılıyorlardı. Daha sonraları ise, metal levhalardan yapılan aynalar yerlerini, ince metal katman ile yapılmış olan cam levhalara bıraktılar. Bu levhalara “sır” adı veriliyordu. Metaller, çok eski yıllardan beri, kolay şekil almaları,cilalanabilmeleri, pürüzsüz bir hale getirilmesi ve dış etkilere karşı dayanıklı olmaları sebebiyle, aynaların yapımında eskilerden beri kullanılmaktaydı. Milattan önceki yıllarda, Etrüsklerin, Yunanlıların, Romalıların ve Mısırlıların bronzdan yapılmış el aynalarını kullandıkları bilinmektedir.
Günümüzde aynalar, genel olarak cam levhaların, gümüş tabaka ile sırlanması sonucu elde edilmektedir. Bazı zamanlar, gümüş yerine altın, alüminyum veya platin bile kullanılmaktadır. Aynalar, çukur ayna ve tümsek ayna olmak üzere 2 çeşide ayrılırlar. Tümsek aynalarda aynanın önünde oluşan görüntü, ayna ile odak merkezi arasında, düz, zahiri ve cisimden küçüktür. Aynadaki cisim, tepe noktasıyla buluştuğu zaman görüntü ile cismin boyu eşitlenir. Çukur aynada görüntü, odak ile merkez arasında, ters, gerçek ve cisimden küçüktür. Bu kalıplara göre yapılan aynalar yaşantımızda değişik modelleri ve büyüklükleri ile bir çok yeri süslemektedir